2025-2026 Güz Dönemi Mimari Proje Stüdyoları

26 Eylül 2025 Cuma

MİMARİ PROJE-I

DAR/DÜŞEY KONUT

Bu deneysel stüdyonun amacı, barınma sorunsalını mimarlık dolayımıyla tartışmaya açarak, bilhassa ülkemizde barınma özelinde sabit yaşam biçimlerine sıkıştırılan mimarlık pratiklerine ve ekonomik örgütlenme süreçlerine katıl(a)mayan yaşam olanaklarını aramaktır. Bunun için, dar ve düşey (skinny house) yerleşime uygun alternatif modeller üretilmek hedefleniyor. Güncel olarak, tiny house gibi alternatif yaşam modellerine yönelim, bir yandan ülkemizde beyaz yakalıların, zenginlerin veya kent yaşamından sıkılan, pandemi ve deprem gibi nedenlerle “kaçacak yer arayan” sınıfların yatkınlıklarında karşımıza çıkar. Diğer taraftan, Tayland, Bangladeş, Filipinler ve Brezilya örneklerinde olduğu gibi kentsel yoksulluğun ürettiği zorunluluk hallerinde şekillenen zoraki konut üretimleri de (skinny/tiny house) söz konusudur. Aynı zamanda kentsel alanlarda, kentlerin arka sokaklarında, gettolarda, arazi değerinin yüksek olduğu yerlerde parselasyon ve mülkiyet biçimlerinin karmaşık doğasında ortaya çıkan dar ve düşey konut parselleri ve üretimleri de karşımızda duruyor. Bu karmaşıklığın ve farklı koşulların içerisinde, oldukça çeşitlenen barınma biçimlerinin çoğaldığı bir zamansallıkta, ekonomik-siyasal olanın içine sıkıştırılan topluluklara dair denemeler üretmek anlamlı olabilir. Öğrenci tasarımcının ilişkilenmek istediği yaşam hikâyelerinin önünü kesmemek adına, spesifik bir yer/arazi önerilmiyor. Bunun yerine farklı öykülerin yazılabileceği, iki yanı sağır, genişliği sadece dört, derinliği dokuz metre ile sınırlı ve yüksekliği on iki metre olan bir hacim veriliyor. 
 
________________________________________________________________________________________________________________________________
 

ARCHITASTEM

Mimari Proje I kapsamında öğrencilerden, küçük ölçekli (yaklaşık 250–400 m²) bir yeme-içme ve sosyalleşme mekânı tasarlamaları beklenmektedir. “Architastem” adı verilen bu proje, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gölköy Yerleşkesinde konumlanacak olup, öğrenci ve akademisyenlerin günlük yemek, kahve ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde, buluşma ve etkileşim olanakları sunan bir sosyal merkez olarak kurgulanacaktır. Programda kafeterya ve bistro alanları, açık teraslar, oturma alanları, hızlı servis üniteleri ile mutfak ve yeme hazırlama için mekanlar yer alacaktır. Tasarım sürecinde kullanıcı akışının doğru kurgulanması, doğal ışık kullanımı, işlevsellik, erişilebilirlik ve kimlik gibi konu başlıkları önem taşımaktadır. Proje sürecinde öğrencilerin işlevsellik ve estetik arasındaki dengeyi gözetmeleri, jüri değerlendirmelerinde temel kriterlerden biridir. Bu kapsamda çalışmalar, %40 Ara Jüri ve %60 Final Jürisi üzerinden değerlendirilecektir."
 
________________________________________________________________________________________________________________________________
 
KENDİME AİT BİR YER
..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

 

EV-OFİS

Proje kapsamında öğrencinin kurguladığı ailenin ihtiyaçları doğrultusunda konut ve konutla ilişkili olacak biçimde bir iş yeri tasarımı beklenmektedir. «Konutun mahremiyeti» odağında kamusal ve özel alan ayrışmasına dikkat ederek kentsel alanda ev-ofis birlikteliği sağlanmalıdır. Tasarlanacak iş yerinin ne üzerine olacağı gerekçeleri ile öğrenci tarafından belirlenecektir. Amaç: Proje, bir yandan konutun temel ihtiyaçlarını ve mahremiyetini sağlarken, diğer yandan ofis ortamının profesyonel gerekliliklerini ve dışa dönüklüğünü karşılamayı amaçlamaktadır. Konut sahibinin günlük yaşamı ile iş hayatı arasında net bir ayrım oluşturarak, her iki alanın da en verimli şekilde kullanılması hedeflenmektedir. Kapsam: Proje, seçilen arsa üzerinde, konut ve ofis bölümlerini içeren bir yapının mimari projesini kapsamaktadır. Bu kapsamda, fonksiyonel mekân organizasyonu, yapısal sistem çözümleri, cephe tasarımı, malzeme seçimi, aydınlatma ve havalandırma stratejileri gibi tüm mimari kararlar ele alınacaktır. Çalışılacak Alan/Kavram: Konut mahremiyeti, ofis profesyonelliği, mekânsal esneklik, fonksiyonel ayrışma, ortak alanların yönetimi, iç-dış mekân ilişkisi ve kullanıcı deneyimi. Tasarım Problemleri: • Konutun mahremiyetini ofis bölümünün dışa dönük yapısından korumak. Bu, özellikle girişlerin ayrılması veya farklı katlarda konumlandırılması gibi çözümler gerektirir. • Konut ve ofis bölümleri arasında görsel ve işitsel bir ayrışma sağlamak. • Gerekli durumlarda iki bölüm arasında geçişe imkân tanıyan, ancak kontrollü bir ilişki kurmak. • Sınırlı bir alanda hem konutun tüm ihtiyaçlarını (mutfak, yatak odası, banyo vb.) hem de ofisin gerekliliklerini (çalışma alanları, toplantı odası, karşılama alanı vb.) karşılamak. Beklenen Çalışmalar: Arazi analizleri, konsept çalışmaları, ihtiyaç programı, işlev şemaları, vaziyet planı, kat planları, kesit – görünüş, 3d modelleme, maket
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________
 

ARKEO-KONAK

“Arkeo-Konak” projesi, Letoon Antik Kenti'nde süregelen arkeolojik kazı çalışmalarına destek olacak bir konaklama ve araştırma yapısı tasarımını konu edinir. Proje kapsamında, kazı ekibinin barınma, çalışma ve ortak yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak, geçici fakat nitelikli bir mekânsal kurgu geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma alanı, kutsal alanın doğrudan görsel sürekliliğini bozmayan; ancak kazı alanına yakın ve peyzajla ilişki kurabilecek bir topoğrafyada konumlanacaktır. Öğrencilerden, çevreye duyarlı, iklime uygun, modüler veya geri dönüşümlü sistemlerle çözülebilecek bir yapı önerisi geliştirmeleri beklenmektedir. Tasarım problemleri; geçici konut birimleri, ortak yaşam alanları, çalışma mekânları ve açık alan düzenlemeleri gibi birimlerin bütüncül ve esnek şekilde ele alınmasıdır. Beklenen çıktılar arasında mimari plan, kesit, görünüş, maket, diyagram ve 3D temsiller yer alır. Yaklaşım olarak, yerle kurulan ilişkiyi ve kullanıcı deneyimini merkezine alan, malzeme-doğaişlev etkileşimini gözeten bir tasarım süreci yürütülmesi hedeflenir.

 

MİMARİ PROJE-III

AKTİVİTE MERKEZİ

Mimari Proje III’te öğrencilerden, orta ölçekli (yaklaşık 2000-2500 m²) bir “Aktivite Merkezi” tasarlamaları beklenmektedir. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gölköy Yerleşkesinde yer alacak bu yapı; sosyalleşme alanları, yeme-içme mekânları, kırtasiye ve fotokopi gibi ticari birimler, çeşitli kapalı etkinlik mekânları ve açık kullanım alanlarını gibi mekanları içerecektir. Tasarımda kampüs dokusuna uyum, mekânsal esneklik, doğal aydınlatma, form ve kullanıcı odaklı işlevsellik ön planda tutulmalıdır. Öğrencilerden, orta ölçekli bir yapının gerektirdiği dolaşım çözümlerini, yapısal sistem seçimini ve program çeşitliliğini dikkate alarak kapsamlı bir mekânsal organizasyon geliştirmeleri beklenmektedir. Bu sürecin değerlendirilmesi, öğrencilerin sürece ve sonuca odaklanan üretimlerini bütüncül biçimde yansıtacak şekilde, %40 Ara Jüri ve %60 Final Jürisi katkısıyla yapılacaktır."
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

MİMARLIK ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Mimarlığın semantik evreni sürekli değişir, yeniden yapılanır ve içinde yaşam bulduğu toplumsallığın iktidar ilişkilerinde biçim ve mana değiştirir. Premodern zamanlarda, örneğin 16. ve 17. yüzyıl Osmanlı’da mimarlık, bugüne hiç benzemeyen anlam dünyasına sahipti ve bugünle ilişkisi olmayan biçimlerde üretiliyordu. Hendese, müzik ve geometri ile ilişkili kılınan ilimler tasnifi içinde yer aldığı bir dünyadan, 19. yüzyılla beraber savrulmaya başlar. Bu savrulmada hem epistemik yapısı değişir hem ait kılındığı alan dönüşür. Böylece mimarlık, bir bilim dalı olarak icat edilir, bu icada uygun modern mimar kimliğinin de icat edildiği söylenmelidir. Çok uzağa bile gitmeye gerek yok. 19. ve erken 20. yüzyıl Osmanlı’dan ne Mimar Kemaleddin ne Serkis Balyan ne de bu zamansal aralıkta mimarlık üreten Ermeni-Rum kalfalar/mimarlar, bugünkü anlamıyla mimar değillerdi. İçinde yaşadıkları çağın koşullarıyla çerçevelenen yapı ustalarıydılar. Bu icat sürecinin her coğrafyada -örneğin Japonya, Batı Avrupa, Amerika, Osmanlı- farklı şekillendiği gerçeğini bir kenarda tutmak koşuluyla, kabaca son iki yüzyıllık bir zamansal aralıkta sosyal bilimler, fen bilimleri ve güzel sanatlar birer bilim alanı olarak icat edildi. Bu süreçte mimarlığın doğasının ait olduğu yere dair bir uzlaşı yok gibidir. Fakat sıklıkla hem yapı üretme özelliği sebebiyle fen bilimlerine hem de estetik imalatı olduğundan dolayı güzel sanatlara ait olduğu iddia edildi. Mimarlık bilgisi de böylece mühendislik ve estetik arasına hapsedilerek her zaman mekânda geçerlilik zannıyla örülen nesnellik yanılsamasıyla üretildi. Açık bir ifadeyle bugün, mimarlık pratiğinin ait olduğu zemin ne sadece sosyal bilimlere ne sadece fen bilimlerine ne de sadece güzel sanatlara aittir. Dördüncü bir düzlemde konumlandığı söylenebilir. Bu düzlem kuvvet ilişkileri ile örülüdür. Zemini toplumsallıktır, tarihsel koşullarla örülür, siyasaldır, ekonomiktir, dinseldir, çağa ya da toplum bilimlerine dışsal değildir, içseldir. Zamansal dönüşümlerin yadsınamaz geriliminde biçimlenen diğer “bilimsel alanlarla” ortak kaderi paylaşır aslında. Bu anlamda, mimarlık üzerine konuşmak, araştırma yapmak ya da mimarlık üretmek, bahsi geçen kuvvet ilişkilerine dâhil olarak eyleme geçmekle eş değer düşünülebilir. Dolayısıyla mimarlığın doğasının sürekli değiştiği söylenebilir. Yerel ya da küresel krizler, iklim değişiklikleri, göçler, afetler, ekonomik yapılanma, siyasal belirsizlikler, matematik alanında yaşanan dönüşümler, kozmolojik yeni keşifler ya da bilişim teknolojilerinde meydana gelen değişimler olmak üzere sayısız parametrenin varlığı söz konusudur. Bu durumda mimarlık pratiğinin edilgin olmadığını, toplumsallık tarafından şekillenen, ama toplumsallık da üreten sayısız makinelerden biri olduğunu belirtmek gerekir. Bu sebeplerle bu stüdyonun amacı, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi kampüsünde, sadece Mimarlık Fakültesi ile ilişkili olmayan, aynı zamanda toplumsallığa temas eden, disiplinlerarası bir yerde konumlanarak mimarlık üzerine düşünce üretmektir. Her öğrenci-tasarımcının belirleyeceği problem(ler) ekseninde şekillenen, örneğin ekoloji, sürdürülebilirlik, kırsal alanda mimarlık, acil durumlarda mekân üretimi, konut, evsizler, kimsesizler, deneysel yapı malzemeleri, yapım sistemleri, parametrik tasarım, fabrikasyon, yapay zekâ vd. gibi spesifik araştırmalara odaklanarak güncel mimarlık sorunsallarını mekânsal program üreterek tartışmaya açmaktır. 
Yer: BAİBÜ Gölköy Yerleşkesi Fuat Sezgin Kütüphanesi Karşısı
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

ÖĞRENCİ MERKEZİ

...............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

İLÇE YEREL İDARELERİ İÇİN KÜLTÜR SANAT MERKEZİ

“Mimari Proje III” kapsamında ele alınan konu, ilçe düzeyinde yerel idari birimin kültürel ve sanatsal faaliyetlerini gerçekleştirebileceği kapalı ve açık alanlardan oluşan bir kültür sanat merkezi tasarlamaktır. Çalışma alanı olarak Bolu’nun Mudurnu ilçesi seçilmiştir. Tasarım öncesinde alanın sosyal, kültürel ve topografik özelliklerinin incelenmesi, tarihî ve sanatsal birikimlerin tanınması ve bu doğrultuda özgün bir proje geliştirilmesi beklenmektedir.
Mudurnu, Osmanlı döneminden kalma mimarisiyle dikkat çeken, tarihî çarşısı ve zengin kültürel mirasıyla öne çıkan bir yerleşimdir. 1980’lerden itibaren “kentsel sit” alanı olarak koruma altına alınan ilçenin, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası aday listesine girdiği ve yaklaşık 200 tescilli yapıya ev sahipliği yaptığı belirtilmektedir. Bu bağlamda proje, tarihî ve kültürel dokuyla uyumlu, aynı zamanda çağdaş mekânsal gereksinimlere yanıt veren bir tasarım anlayışıyla ele alınmalıdır.
Beklenen çıktılar, öğrencilerin çoklu ve farklı ihtiyaçlara göre mekân tasarımı deneyimi kazanmasıdır. Proje süreci, yüz yüze haftalık kritiklerle yürütülecektir.
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

ANTİK PEYZAJDA ÇAĞDAŞ BİR MÜZE

Bu proje, Letoon Antik Kenti’nin girişinde yer alacak çağdaş bir müze yapısı ve peyzaj düzenlemesi tasarımını kapsamaktadır. Amaç, bölgenin arkeolojik, mitolojik ve topografik katmanlarını görünür kılacak; aynı zamanda 21. yüzyıl mimarlık diliyle yorumlanmış yeni bir karşılaşma mekânı yaratmaktır. Müze yapısı, Luviler’den başlayarak Leto, Apollon ve Artemis kültleriyle şekillenen kutsal alanın ziyaretçi deneyimini yönlendirecek bir kurgu içinde yer alacaktır. Giriş alanı, açık/yarı açık sergi güzergâhları ve müze ile birlikte bütünleşik bir peyzaj organizasyonu önerilmektedir. Tasarım problemleri, ziyaretçi yönlendirme, arkeolojik koruma, çağdaş temsil, mekânsal geçişler ve peyzajın sürekliliği gibi katmanlardan oluşur. Müze yaklaşık 600–700 m² büyüklüğünde olacaktır. Beklenen çıktılar: dolaşım şemaları, plan-kesit-görünüş çizimleri, kavramsal diyagramlar, maket ve dijital sunum paftalarıdır. Yöntem olarak kültürel peyzaj analizi, topoğrafik senaryolar ve deneyim merkezli mimari kurgu esas alınacaktır.
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________
 

KAMUDAN ÖZELE KENTSEL ARAYÜZLER

Bu proje, kent dokusu ile yapı arasındaki temas bölgelerini —yani eşikleri— tasarımın ana konusu yapar. Hedef, kamusal alandan yarı-kamusala ve özele geçişleri güçlendiren, erişilebilir ve iklim-duyarlı bir zemin kat kurgusu ile bununla bütünleşen yaşama ve/veya çalışma mekânlarını geliştirmektir. Öğrenci, önce bir kullanıcı profili tanımlayıp bu kullanıcı için günlük yaşam senaryosu üretir; sonrasında programı bu senaryodan türeterek, yapısal ve mekânsal kararlarını kanıt temelli olarak geliştirir. Proje; sosyal etki, mekânsal süreklilik, tektonik tutarlılık ve çevresel performansın birlikte ele alındığı bütüncül bir tasarım yaklaşımını amaçlar. Öğrenciden, yaptığı okumalar ve kavramsal tartışmalar ışığında; yerin çok katmanlı analizlerinden elde ettiği verileri kullanarak “eşiği yeniden tanımlaması” ve bu tanımı tasarımda işletmesi beklenir.
__________________________________________________________________________________________________________________________________________

KENT PAZARI VE SOSYAL ETKİLEŞİM MERKEZİ

Bu proje, kent yaşamının önemli bileşenlerinden biri olan pazar kültürünü, çağdaş mimari prensiplerle yeniden ele alarak hem işlevsel hem de sosyal bir odak noktası oluşturmayı, yalnızca alışverişe yönelik bir pazar alanı değil; aynı zamanda kentin sosyal dokusunu besleyen, çok amaçlı bir kamusal mekan tasarlamayı hedeflemektedir.
Tasarımda; kapalı, yarı açık ve açık alanları bir arada ele alarak mevsimsel değişkenliklere ve farklı kullanım ihtiyaçlarına yanıt verebilecek esnek bir kurgu sunulması beklenmektedir. Bu alanlar arasında geçirgenlik ve süreklilik sağlanarak kullanıcı deneyimi zenginleştirilmesi hedeflenmektedir.
Çalışma alanı olarak İhsaniye Mahallesi'nde bulunan kapalı ve açık pazar yeri tercih edilmiştir. Bu seçimde, alanın Bolu'nun en eski yerleşim bölgelerinden biri olması ve kentsel doku içinde önemli bir konuma sahip olması etkili olmuştur. Söz konusu pazar alanı, Bolu halkının kolektif belleğinde uzun yıllardır işlev gören bir sosyal ve ticari etkileşim noktası olarak yer almakta, kentsel yaşamın önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Bu bağlamda, alanın sosyo-kültürel hafıza ve mekansal süreklilik açısından taşıdığı değer, projeye özgün bir kimlik kazandırmaktadır. Bu nedenle, mevcut kentsel dokuyla ilişkisini koruyarak, çağdaş mimari yaklaşımlar doğrultusunda alanın yeniden işlevlendirilmesi ve sosyal etkileşim odaklı bir kent pazarı kimliğiyle geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Çeşitli yaş gruplarına ve kullanıcı profillerine hitap eden yapısıyla proje, kentlilerin gündelik yaşamına entegre olurken aynı zamanda toplumsal aidiyet ve birlikte yaşam kültürünü güçlendirmeyi amaçlar. Kentsel ölçekte bir odak noktası olarak önerilen bu çalışma, günümüz kentlerinde giderek azalan kamusal alan ihtiyacına çağdaş ve sürdürülebilir bir yanıt sunmalıdır.
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________
 

AÇIK ÜRETİM VE ÖĞRENME MERKEZİ

Açık Üretim Ve Öğrenme Merkezi, kentin kültürel yaşamını güçlendiren kamusal bir yapı; bir Kültür/Üretim/Eğitim Merkezidir. Yapı, kamusal bir katman aracılığıyla kentle bütünleşir; açık/yarı açık alanlar, oturma nişleri ve küçük etkinlik noktaları ile gün boyu yaşayan bir eşik kurar ve kentliyi içeri davet eder. Merkezin omurgası üç ana bileşenden oluşur:
- Açık atölyeler, üretimi gerçekleştiren, izlenebilir ve katılımcı yapım süreçlerinin yürütüldüğü esnek çalışma alanlarıdır;
- İzleme koridoru, bu üretimi dolaşım hattı boyunca anlık olarak görünür kılar, süreçleri açıklayıcı panolar ve pencerelerle okur;
- Kütüphane/öğrenme ortak alanı ise sessiz çalışma, grup odaları ve paylaşımlı çalışma adalarıyla bilginin üretilmesini ve paylaşılmasını destekler.
Bu omurga;
- Sergileme alanları (üretilenin kamuyla buluştuğu vitrinler),
- Eğitim odaları (kısa atölye ve dersler için esnek sınıflar) ve
- Çok amaçlı salonlar (konuşma/film/gösterim gibi programlar) ile tamamlanır.
Böylece “yap–izle–öğren” döngüsü mekânsal olarak süreklilik kazanır
Merkez, atölye gösterileri, sergiler ve mikro etkinlikler yoluyla kamusal katılımı artırır; üretim–bilgi–kültür döngüsü kentin merkezinde herkes için erişilebilir ve süreklilik taşıyan bir deneyime dönüşür.
* Üretken Yapay Zeka Kullanımı:
Bu stüdyo kapsamında, üretken yapay zekâ teknolojilerinin tasarım sürecine destekleyici araçlar olarak entegre edilmesi teşvik edilmektedir. Yapay zekâ; doğrudan tasarım üretmek için değil, görselleştirme, grafikleştirme, veri yorumlama gibi aşamalarda yardımcı bir unsur olarak kullanılabilecektir. Temel amaç, öğrencilerin tasarım kararlarını kendi bilgi birikimleri ve yaratıcılıkları doğrultusunda geliştirirken; yapay zekâdan süreçleri hızlandıran, veri çeşitliliğini artıran ve alternatif çözüm önerilerini görünür kılan bir destek aracı olarak yararlanmalarını sağlamaktır.

 

MİMARİ PROJE-V

TARİHİ KİMLİK ÜZERİNE KENTSEL TASARIM VE MİMARİ YAKLAŞIMLAR - DOÇ. DR. AYSUN TUNA

Mimari Proje V Stüdyosu, öğrencilerin kentsel tasarım ve mimari tasarımı bütüncül bir süreç içinde ele almalarını amaçlamaktadır. Çalışma alanı olarak seçilen Bolu kent merkezi, tarihî geçmişi, kültürel belleği ve doğal çevresiyle önemli bir potansiyel barındırmaktadır. Ancak kent merkezinde tanımlı bir meydanın bulunmaması ve kütüphane, tiyatro, müze gibi temel kültürel donatıların yetersizliği, mekânsal kimliğin yeterince görünür olamamasına neden olmaktadır. Bu stüdyo, söz konusu eksikliklerden yola çıkarak Bolu’nun tarihî ve kültürel kimliğini geleceğe taşıyan çağdaş kentsel ve mimari yaklaşımların geliştirilmesini hedefler.
Dersin ilk aşamalarında öğrenciler, "tarihsel gelişim süreci, morfolojik özellikler, arazi kullanımı, ulaşım ve erişilebilirlik, yeşil alan sistemleri ve sosyal donatılar" üzerine çok boyutlu analizler yapacaklardır. Bu analizler, hem çekirdek program (kütüphane, tiyatro, müze, meydan) hem de öğrencilerin kullanıcı odaklı alternatif önerileri doğrultusunda senaryoların oluşturulmasına temel teşkil edecektir. Orta aşamada, 1/500 ölçekli kentsel tasarım projeleri üzerinden kültürel omurga, meydan kurgusu ve açık-yeşil alan sistemleri tasarlanacak; dönemin ikinci yarısında ise seçilen yapılardan biri mimari ölçekte (1/200–1/100) detaylandırılacaktır. Süreç boyunca kuramsal okumalar, iyi uygulama örnekleri ve jüri değerlendirmeleri eşliğinde öğrencilerden, araştırma, analiz ve tasarım becerilerini geliştirmeleri beklenmektedir. 3-4 kişilik ekipler halinde çalışılacaktır.
__________________________________________________________________________________________________________________________________________
 
 

KENTSEL TASARIM VE MİMARİ YAKLAŞIMLAR - DOÇ. DR. BİNALİ TERCAN

Mimari Proje V – Kentsel Tasarım ve Mimari Proje Stüdyosunda kısaca; mimarlığı bir meslek olarak uygulayacak kişilerin şehir planlama süreçleri ile mimari ölçek bağlantılarını kurmasını sağlamak, insan-mekan etkileşiminde kentsel alan ve kentsel tasarım konseptlerini araştırmak. Bir üniversite kenti olma yolundaki Bolu’da Üniversite kampüs alanı ve yakın çevresindeki alanlarda insan aktiviteleri, insan yoğunluğu vb. bileşenleri değerlendirmek, Modern üniversite kampüsü tasarım konseptlerini inceleyerek çalışma alanı üzerinde yenilikçi çözümler geliştirmek, Üst ölçekli stratejik plan kararlarına göre mevcut kampüs ve yakın yerleşmeler ve gelişme alanlarında fonksiyon alanlarını saptamak, Belirlenen fonksiyon alanlarına yönelik senaryo seçeneklerinin farklı yaklaşım ve politikalarla değerlendirilmesi ve bu yaklaşımların ulaşım sistemi ile entegrasyonunu sağlamak, Kırsal ve kentsel yerleşmelerin farklılıklarını kavramak vb. konuları ortaya koymak amaçlanmaktadır.3-4 kişilik ekipler halinde çalışılacaktır.
 
__________________________________________________________________________________________________________________________________________
 

KARACASU KENTSEL TASARIM VE MİMARİ ARAYIŞLARI - DOÇ. DR. KIYMET PINAR KIRKIK AYDEMİR

Geleceğin mahalleleri, sürdürülebilirlik ilkeleriyle şekillenen, rekreasyon potansiyeli yüksek ve insan–mekân etkileşimini merkezine alan yeni bir yaşam kurgusunu hedeflemektedir. Bu yaklaşımda mahalle, yalnızca barınma işleviyle değil; sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik işlevleriyle de kentsel yaşamın temel birimi olarak ele alınmaktadır.
15 Dakikalık Şehir Konsepti: Carlos Moreno’nun ortaya koyduğu 15 dakikalık şehir yaklaşımı, tüm günlük ihtiyaçların yaya veya bisikletle 15 dakika içinde ulaşılabilecek mesafede karşılanmasını öngörür. Bu model, otomobile bağımlılığı azaltırken; enerji verimliliği, düşük karbon salımı ve yaşanabilir kentsel çevreler yaratılmasını destekler. Geleceğin mahalleleri bu bakış açısıyla, kompakt, erişilebilir ve çok işlevli mekânsal organizasyonlarla kurgulanmaktadır.
Sürdürülebilirlik ve Ekolojik Denge: Yeni nesil mahallelerde enerji verimliliği yüksek binalar, yağmur suyu hasadı, yenilenebilir enerji kullanımı, atıkların döngüsel ekonomi prensipleriyle yönetimi gibi çevresel çözümler ön plandadır. Ayrıca mahalle ölçeğinde mikro iklim düzenlemesi, biyolojik çeşitliliği destekleyen yeşil koridorlar ve karbon yutak alanları oluşturularak ekolojik denge gözetilmektedir.
Rekreasyon Potansiyeli ve Kamusal Alanlar: Geleceğin mahalleleri, yalnızca işlevsel ihtiyaçlara değil, aynı zamanda yaşam kalitesine de odaklanmaktadır. Bu bağlamda; yeşil alanlar, mahalle parkları, spor alanları, yaya odaklı sokaklar ve kültürel etkinlik alanları mahalle sakinlerinin sosyal etkileşimini ve psikolojik iyilik halini güçlendiren temel unsurlardır. Rekreasyonel alanların çeşitliliği, bireylerin farklı yaş ve ilgi gruplarına hitap ederek toplumsal bütünleşmeyi destekler.
İnsan–Mekân Etkileşimi: İnsan ölçeğinde tasarlanan sokaklar, oturma alanları, gölgelikler ve estetik peyzaj düzenlemeleri mahalleyi yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir deneyim mekânı haline getirir. Yaşlılar için erişilebilir rotalar, çocuklar için güvenli oyun alanları, gençler için sosyalleşme mekânları planlanarak farklı kuşakların ihtiyaçları gözetilir. Böylece mekân, insan yaşamının tüm yönleriyle bütünleştiği bir kentsel platforma dönüşür. 
3-4 kişilik ekipler halinde çalışılacaktır.